Güvercin Göğüs veya tıp literatüründeki deyimiyle pectus carinatum doğumsal bir yapı bozukluğu olduğu gibi daha ileri yaşlarda da ortaya çıkabilir. Genel olarak bakıldığında göğüs kafesinde kaburgaların dikkate değer biçimde dışa doğru çıkıntı oluşturduğu bir kemik yapısı gözlenmektedir. Kemiğin ileri doğru uzaması nedeni ile göğüs, kuşa benzeyen bir görünüm kazanmakta ve bu sebeple de halk arasında Güvercin Göğüs olarak adlandırılmaktadır. Yetişkinlerden ziyade çocuklarda rastlanmaktadır. Bu fiziksel rahatsızlık iç organlara belirgin bir etki göstermemekte ancak, özellikle ağır egzersizler esnasında ve zorlu koşullar altında hasta, diğer normal insanlara nazaran daha güç nefes alıp verdiği için çabuk yorulabilmektedir. Ayrıca hasta estetik olarak görüntüsünden rahatsız olmakta ve çok da ağır sonuçları olmayan bu bozukluktan günümüz imkânları ile rahatlıkla kurtulabilmektedir.

Göğüs duvarının dışa doğru çıkık olmasının nedeni kesin olarak henüz bilinmemektedir ancak zayıf kişilerde ve özellikle de çocuklarda daha çok rastlanmaktadır. Bebeklerde daha yumuşak olan kemik ve kıkırdak dokusu yapısı yaş ilerledikçe gelişmekte ve sertleşmektedir. Göğüste 5 dizi kemikten oluşan bir yapı meydana gelmektedir. Bu kemikler arasında bulunan kıkırdak yapılar genç vücutlarda aşırı derecede esnek iken ilerleyen yaşlarda akciğerlerden gelen baskı neticesinde esnek haldeki kıkırdak yapıda yapısal bozukluklar oluşabilmektedir. Bu yaşanan sorunlar genelde güvercin göğüs adı verilen hastalığın meydana gelmesine neden olur. Erkeklerde kadınlardan daha sık rastlanan bir rahatsızlıktır. Anormal olarak gelişen göğüs kafesi iman tahtası olarak da adlandırılan göğüs duvarını ve kaburgaların alt kısmını ileriye doğru çekmektedir.

Bu yapısal deformasyona sahip hastaların büyük kısmında, rahatsızlığın zaman içerisinde ilerleme kaydetmesi sebebiyle tedavi uygulanmamaktadır. Ancak rahatsızlığın ilerlemesi durumunda ya da hastalıkla mücadele eden kişilerin istekleri dahilinde birtakım cerrahi operasyonlar yapılarak güvercin göğüs hastalığı tedavi edilmektedir. Ülkemizde Dokuz Eylül Üniversitesi hekimlerince diğer bir göğüs kafesi rahatsızlığı olan kunduracı göğsü tedavisinde kullanılan en başarılı yöntem olan Nuss Ameliyatı esnasında kullanılan çelik bar bir benzeri bir aparatın göğse yerleştirilmesiyle güvercin göğsü hastalığı için de kullanılmıştır. Bu ameliyat oldukça başarılı uygulanmış olup, diğer hastalara da umut vermiştir. Bu ameliyat yönteminin uygulanması yaklaşık 45 dakika sürmektedir. Nuss Ameliyatında kunduracı göğsü olarak tabir edilen göğüsteki çöküklüğü gidermek için kullanılan çelik bar, dışa çıkık göğsü baskılayacak şekilde değiştirilmiş ve oluşturulan aparat göğse yerleştirilmiştir. Bilinen klasik ameliyatlara göre daha kısa sürmekte ve daha yüksek oranda başarılı olmaktadır. Yöntem hem hasta hem de hekim için konfor sunmaktadır. Ameliyat esnasında hastanın göğsünün iki yanında paralel olarak iki santim çapında delik açılarak, kemikler ve kas arasında bir tünel oluşturulmakta ve göğsün şekli verilen çelik bar tünelden geçirilerek sabitleyicilere monte edilmektedir. Barlar vidalarla sabitledikten sonra, dışa doğru çıkık olan göğsü itmekte ve normal şekline ulaşmasına imkân vermektedir. Bar üzerinde geliştirilen kelebek vidalama sayesinde çelik barın oynaması engellenmektedir. Bar bu sabitleyici üzerine monte edilmekte ve üzeri kas dokusuyla kapatılmaktadır.

Aynen Nuss Ameliyatı'nda olduğu gibi, bu ameliyat sonrasında da hasta bir müddet kendine dikkate etmelidir. Ancak bu ameliyatta hasta yapılan operasyon ertesinde iki gün sonra yani Nuss'tan daha kısa sürede taburcu olabilecek duruma gelmektedir.